TCMB: “Enflasyonda Ramazan ayına özgü unsurların etkisinin belirgin olduğu gıda fiyatları öne çıkmıştır”

yüzde 1’in altına çekilmiştir. Bankalara TÜFE’ye endeksli bonoların ilticası karşılığında aynı vade/tutar ve aynı koşullarla zorunlu karşılık imkanı getirilmiştir. Böylece, kamuoyu ile paylaşılan baz senaryoda enflasyon hedefinin gerçekleşmesine bağlı olarak, enflasyon ve enflasyon beklentilerini belirgin bir şekilde düşüren para politikasının başarısı güçlendirilecektir.

Merkez Bankası, PPK toplantısı özetine göre Şubat ayında tüketici enflasyonunda ücret ve geriye doğru endeksleme davranışının etkisiyle hizmetler fiyatlarının yanı sıra Ramazan ayına özgü unsurların etkisiyle gıda fiyatlarının öne çıktığını belirtti. Özellikle kırmızı et, bağlantılı işlenmiş et ürünleri ve çiğ süt fiyatlarında artış gözlendiği vurgulandı.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Para Politikası Kurulu (PPK) toplantı özetini yayımladı. Özette, Şubat ayı enflasyonunda ücret ve geriye doğru endeksleme davranışının devam eden etkisi olduğu kaydedildi. Aynı zamanda Ramazan ayına özgü unsurların da etkisiyle gıda fiyatlarının ön plana çıktığı ifade edildi.

Metinde, “Küresel büyüme endeksi, Türkiye’nin dış ticaret ortaklarının ihracat payları ile ağırlıklandırıldığında 2023 yılı dördüncü çeyrek yıllık büyümesinin yüzde 1,76 olarak gerçekleştiği, 2024 yılı ilk çeyreğine ilişkin tahminlerin ise yüzde 1,85 seviyesinde olduğu belirtildi. Küresel bir ekonomik yavaşlama görüldüğü, ancak ocak ve şubat ayı PMI verileri ile ihracat ağırlıklı büyüme görünümünün, iktisadi faaliyetlerde ılımlı bir toparlanmaya işaret ettiği değerlendirildi. 2023 yılında enflasyonda görülen düşüşe rağmen birçok ülkede hizmet enflasyonunda yüksek seviyelerde kalıcılığın devam ettiği kaydedildi.

Küresel enflasyonun global merkez bankalarının hedeflerinin üzerinde seyretmeye devam etmesi beklenirken, piyasa fiyatlamalarında son PMK dönemine kıyasla daha temkinli bir yön izlendiği görüldü. Diğer yandan, gelişmekte olan ülkelerde faiz indirimlerine devam edilirken, gelişmiş ülkelerde faiz indirimlerinin 2024 yılında da gerçekleşeceği öngörüldü. Jeopolitik riskler ve kalıcı düşüşün sağlanması adına sıkı para politikalarının sürdürülmesi ise en önemli risk faktörleri olarak görüldü.

Metinde, bir önceki PMK döneminden bu yana toplam kredi büyümesinde hızlanma yaşanırken, bireysel kredilerde de artış olduğu vurgulandı. Bireysel krediler, bireysel kredi kartları ve ihtiyaç kredilerinde büyüme oranlarının sırasıyla yüzde 4,59 ve yüzde 5,34 seviyelerinde olduğu kaydedildi. Taşıt kredileri ise yüzde 0,59 düşüş yaşadı. Bununla birlikte, Türk lirası ve kur etkisinden arındırılmış yabancı para ticari kredilerinin 4 haftalık ortalama büyüme oranlarının ise yüzde 3,34 ve 1,28 seviyelerinde gerçekleştiği aktarıldı.

Mart ayında yapılan düzenlemelerle finansal koşullar sıkılaştırılırken, para politikası aktarımının desteklendiği kaydedildi. Bu kapsamda, Türk lirası ticari ve ihtiyaç kredilerinin aylık büyüme kısıtları azaltılırken büyüme kısıtlarının aşılması durumunda zorunlu karşılık tesisine ek olarak menkul kıymet tesisi getirildiği belirtildi. Kredi kartı nakit çekim ve kredili mevduat hesaplarının azami faiz oranlarının yüzde 1’in altına çekildiği ve bankalara TÜFE’ye endeksli bonolar ilticası karşılığında aynı vade/tutarla zorunlu karşılık tesisinde bulunacakları aktarıldı. Böylece enflasyon beklentilerinin ve enflasyonun düşürülmesi amaçlandığı vurgulandı.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*